Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi birinci hafta maçında konuk ettiği Union Saint-Gilloise’yi 2-1 mağlup ederek turnuvaya 3 puanla başladı. Sarı-lacivertli gruba galibiyeti getiren golleri 26’ncı dakikada Çağlar Söyüncü ve 82’nci dakikada Burgess kendi kalesine attı. Konuk takımın tek golü ise 90+3’üncü dakikada Ross Sykes’tan geldi.
Mücadele sonrası sarı-lacivertli grubun futbolunu Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır değerlendirdi.
Ölüp ölüp dirilmek / Tayfun Bayındır
Futbolun bir sonuç oyunu olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Makûs oyun üç puan getiriyorsa “bu maç bitti maksadımıza ulaştık, yenisine bakalım” değerlendirmesi daima karşımıza çıkar… Dün Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu futbol bu gerçeğin net bir karşılığıydı. Sarı-lacivertli takım, seyircisinin önünde acemiler mangası üzereydi. İki gol attı fakat birincisi duran toptandı, ikincisini rakip kendi kalesine gönderdi. Hani bir tabir vardır, “Ölüp, ölüp dirilmek” diye… İşte Fenerbahçe’nin dün gece yaşadığı da tam buydu. Tamam; Avrupa seyahatine üç puanla başlamak çok hoş… Hele ağır Galatasaray hezimetinden sonra bu başarıyı elde etmek çok daha kıymetli. Boşalan moral depoları bir modül doldu. Lige seyirciyle dönmek tekrar mümkün kılındı. Lakin şurası bir gerçek, tatsız tuzsuz, huzursuz eden oyun hiç bir Fenerbahçelinin yarınlara umutla bakmasını sağlamıyor.
‘FENERBAHÇE’NİN DEFOLARI’
Şimdi gelelim Jose Mourinho’nun Fenerbahçesinin defolarına… Başta dünün en yeterlisi olan Livakovic olmak üzere, sarı-lacivertli grubun hem kanat bekleri hem de iki stoperi baskıdan pasla nasıl çıkılacağını bilmiyorlar. Asla bu savunma bloğunun beş isabetli pas yaptığını görmedik. Livakovic top almak için gelen göbek dağıtıcısına (ki bu oyuncu çoğunlukla Amrabat, vakit zaman da Fred oluyor.) süratli birinci pası atmaktan korkuyor. Baskıyı çözmekteki temel yanılgı bu… Livakovic geciktiği sürece de rakip çabuk alan daraltıyor. Bu durumda da topu alan hangi savunmacı olursa olsun gördüğü birinci grup arkadaşına topu öylesine atıyor, doğal olarak hiç bir organize çıkış ya da hiç bir organize set oyunu hayata geçmiyor. Sonuçta maçın neredeyse tamamında Belçika grubu kendi konutunda üzere oynama talihi yakaladı, 90 dakikanın geniş bir kısmında de maçı denetim eden taraftı.
‘TADİC’İ SAĞDA OYNATMA ISRARINI ANLATMALI’
Gelelim öteki ikinci garip probleme… Ajax’tan tanıdığımız ve geçen dönem da Fenerbahçe’de büyük keyifle izlediğimiz Tadic yüklü olarak sol kanat oyuncusudur. Tadic oyuna girdiğinde Cengiz Ünder de oyundaydı ve Cengiz’in orjinal bölgesi de sağ kanattır. İki oyuncunun alışkanlıkları da hünerleri de orjinal bölgeleri ile paralel… Bunu geçtiğimiz dönem tüm Türkiye yaşayarak gördü. O vakit Tadic’i sağda oynatmanın ısrarını Mourinho bize net biçinde anlatmalı… Bu ısrar hem Fenerbahçe’nin atak performansını önemli biçimde etkiliyor hem de organize atak yapma alışkanlığını yok ediyor. Herhalde dünyanın en güzel hocalarından biri olan Mourinho ne yaptığının farkındadır.