T24 Haber Merkezi
Kanser tedavisinde kemoterapi en standart tedavi prosedürlerinin başında geliyor. Fakat kemoterapinin mide bulantısı, kusma üzere yan tesirleri, hastaların hayatını çok zorlaştırıyor. Halihazırda devam eden bir araştırma özel bir beslenme modeliyle hem kemoterapinin bu tesirlerini ortadan kaldırıp hem de kanserli hücreleri yok etmenin yolunu arıyor. 55 yaşında kanser teşhisi konan Jeannie Kim, kemoterapinin hastaları tüketen toksik tesirlerine karşı tesirli olduğu öne sürülen, orucu taklit eden diyeti uygulayan bir araştırmaya katılıyor. Bilim insanları bu diyetin kanser hücrelerini açlıktan öldürüp bedendeki sağlıklı hücrelerin düzgün çalışmayı sürdürmesini sağlayan bir paklık sürecini başlattığına inanıyor. Kim, FMD’nin insanlarda işe yarayıp yaramadığına bakan ilk büyük kapsamlı araştırmanın iştirakçilerinden biri.
Kim bu süreçle ilgili Kim, yaptığı açıklamada, “Orucu taklit eden diyet, kemoterapinin yarattığı mide meselelerini önlemeye yardımcı oldu. Benim durumumdaki ortalama bir insanın yapamayacağı şeyleri yapmaya devam ettim. Bendeki sonuçları inanılmazdı. Kusmuyordum, birçok insan üzere mide bulantıları yaşamıyordum” dedi.
Hürriyet ‘ten Sevin Turan’ın Business Insider’ın “Can you starve cancer cells with a low-carb diet? A clinical trial seeks to find out” başlıklı haberinden derlediğine nazaran Kim’in kıssası özetle şöyle:
Jeannie Kim’in ailesinde kanser olayları çok yaygın görülüyor. Kim de berbat haberi aldığında babasının öldüğü yaştaydı. Rutin mamogram çekimini yaptırdıktan 1 ay sonra Kim’e agresif bir çeşit göğüs kanseri teşhisi kondu. Birkaç hafta içinde Kim kemoterapiye başladı. Lakin bu tedavinin yanı sıra kemoterapinin hastaları tüketen toksik tesirlerine karşı tesirli olduğu öne sürülen bir şeyi, orucu taklit eden diyeti de denemeye karar verdi.
Fasting-mimicking diet’ın kısaltmasıyla FMD olarak da bilinen orucu taklit eden diyet, bedene her gün belirli bir ölçü besin sağlayıp, yemediğine dair kandırma temeline dayanıyor.
Bu strateji laboratuvar ortamındaki deneylerinde test edilip kanıtlanmış olsa da beşerler üzerindeki tesirleri şimdi katılaşmış değil.
Kemoterapinin yarattığı rahatsızlığı azaltırken kanser tedavisinin aktifliğini artırabilir mi?
Kim, FMD’nin insanlarda işe yarayıp yaramadığına bakan ilk büyük kapsamlı araştırmanın iştirakçilerinden biri. Yaklaşık 12 yıllık bir mühlete yayılan çalışmada ortalarında Kim’in de olduğu 95 bayan, kemoterapi aldıkları süreçte, özel olarak tasarlanmış karbonhidrat oranı çok düşük bir diyet uyguluyor. Hekimler, bayanlarda kemoterapiden kaynaklanan mide bulantısı ve kusma üzere yan tesirlerde bir azalma olup olmadığını ve uzun vadede kanser tedavisinin sonuçlarını kıymetlendiriyor.
Bilim insanlarının cevap aradığı temel soru şu: Ayda yalnızca 5 gün uygulanan bu diyet, kemoterapinin yarattığı rahatsızlığı azaltırken kanser tedavisinin aktifliğini artırabilir mi?
Diyet çorbalar ve kuruyemişlerden oluşuyor
5 günlük diyet programı esnasında Kim, özel olarak hazırlanmış çorbaların yanı sıra kahvaltıda yağlı kuruyemişlerden oluşan barlar ve çıtır karalahana krakerleri yediğini söyledi. Kim yediklerinin genel olarak pek lezzetli olmadığını fakat yönetim ettiğini belitti.
“Bendeki sonuçları inanılmazdı”
Kemoterapinin başka klasik yan tesirlerini yaşadığını vurgulayan Kim, saçlarının döküldüğünü, çok nöropatik ağrılar yaşadığını ve ilaçlardan birine alerjik reaksiyon verdiğini anlattı. Ne var ki kemoterapi alan birçok hastanın tersine Kim çok fazla bulantı, kusma ve dehidrasyon sorunu yaşamadı.
Kim, Business Insider’a yaptığı açıklamada, “Orucu taklit eden diyet, kemoterapinin yarattığı mide meselelerini önlemeye yardımcı oldu. Benim durumumdaki ortalama bir insanın yapamayacağı şeyleri yapmaya devam ettim. Bendeki sonuçları inanılmazdı. Kusmuyordum, birçok insan üzere mide bulantıları yaşamıyordum” dedi.
Henüz kâfi delil yok
Ancak bağımsız uzmanlar, bu kadar argümanlı konuşmuyor ve kelam konusu tekniğin umut vadettiğini fakat bilimsel katılıktan uzak olduğunu belirtiyor.
Harvard Üniversitesi Tıp Okulu’ndan Dr. Jennifer Ligibel, “Bu, üzerinde çalışmak için kusursuz bir şey lakin insanların bunu yapmaları gerektiğini söyleyebilecek kadar delil bulunmuyor” dedi.
Bilim insanları, oruçlu olduğumuz devirde hücrelerimizin uykuya dalmasının, kanser tedavisi için bulunmaz nimet olduğunu, bu sayede beden hareket etmeye devam ederken kanseri açlıktan öldürmek için bir fırsat doğduğunu düşünüyor.
Aynı vakitte ABD’li tabiplerin kanser tedavisi sırasında izlemesi gereken beslenme ve idman yönergelerini kaleme alan uzmanlardan biri olan Dr. Ligibel, “Bunun ardında yatan teori şu: Oruç tutarak olağan hücrelerinizi koruyorsunuz lakin kanser hücreleri birebir alternatif metabolik yollara sahip değiller bu nedenle kemoterapiden olağan hücrelere kıyasla daha fazla etkileniyorlar” dedi.
|
Kızılcık Şerbeti’nin iftiracı “deli kadınları” iş başında; Sönmez ve Pembe’ye sevgili adayı yok mu?
|
